Gelin Kaynana İlişkileri
Bazı evliliklerde çiftlerin en büyük tartışma konusu gelin ile kaynana ilişkileri olabilmektedir. Hatta çoğu zaman bu çiftler birbiri ile oldukça iyi anlaşmakta, sadece bu konuda yapılan tartışmalar nedeniyle neredeyse boşanma noktasına gelebilmektedirler.
Olay genellikle benzer bir şekilde gelişir. Gelin, kayınvalidesinin bazı sözleri ve tavırları ile ilgili kırgın hisseder ve bu duygularını eşiyle paylaşır. Erkek annesini gayet iyi tanımaktadır ve annesinin iyi niyetli olduğu konusunda açıklama yapar. Gelin eşinin annesini savunmaya geçtiğini düşünür ve bundan dolayı daha da kırgın ve kızgın hisseder. Eşiyle kaynanasının bir olduğu, kendisinin ise dışlandığı hissine kapılır.
Erkeğin aslında tek derdi annesi ile eşinin arasındaki ilişkiyi iyi tutma çabasıdır. Bunu yaparken çok önemli bir taktik hatası yapar ve annesini savunmaya geçer. Erkek, annesine de eşiyle ilgili söz söyletmiyor, hatta eşini de annesine karşı savunuyor olabilir. İyi niyetli olmasına rağmen annesi ile eşi arasına girerek sorunun giderek büyümesine ve içinden çıkılmaz bir hal almasına katkıda bulunmuş olur.
Bu tür sorunların yaşandığı ailelerde genellikle erkeğin annesi gençliğinde çok acılar çekmiş ve bu acıları çocuklarına daha çok sarılarak atlatmaya çalışmıştır. Bu annenin çocukları annelerinin gençliklerinde yaşadıkları acılara şahit oldukları için, annelerinin üzüntülerine karşı hassasiyet geliştirmişlerdir. Hele de bu anneler çocuklarına karşı aşırı fedakâr ve verici davranmışsa çocuğun anneye olan vefa duygusu daha da artmaktadır. Dolayısıyla erkek annesi üzecek bir şey konusunda hassastır. Eğer eşi surat yapıp, annesinin istenmediği duygusunu yaratırsa bundan çok rahatsız olur.
Gelinin de kendi ailesinde yaşadığı bazı alışkanlıklar ve hassasiyetler kaynanasının sözleri ve davranışlarından aşırı etkilenmesine katkıda bulunabilir. Kısaca kadının ve erkeğin hassasiyetlerinde bir çakışma söz konusu olur. İkisinin de hassas olduğu bir konu aşılamaz hale gelebilir.
Gelin Kaynana Sorununun Çözümü
Erkeğin yaptığı kritik bir taktik hatası vardır. Bu annesi ile eşinin arasındaki ilişkide aracı rol oynamaya çalışmaktır. Temelde yapması gereken tek şey aradan çekilmektir. Aradan çekilirse iki kadının birbirlerini yiyeceklerinden korkar. Hâlbuki iki kadın temelde hiç anlaşamasa dahi, eğer arada kimse yoksa ve dertlerini birbirleriyle karşılıklı konuşabiliyorlarsa ilişkilerini en azından bir seviyede tutabilirler. Nasıl ki bir anne kız arasında da tartışmalar olabiliyor ve bazen küsüp bazen barışabiliyorlarsa gelin kaynana da eğer arada kimse olmasa ilişkilerini bir şekilde yürütebileceklerdir.
Kadın eşinin annesini savunmaya geçtiğini hissetmesi durumunda yaşadığı acıyı onarmakta çok zorlanmaktadır. Eğer kaynanası ile direkt konuşarak duygularını ve kırgınlıklarını ifade etme olanağı bulursa o zaman kırgınlıklarını onarması ve ilişkiyi sürdürebilir halde kalması daha mümkün olmaktadır. Bunu yapabilesi için erkeğin eşine yetki vermesi gerekir. Yani eşinin annesi ile karşılıklı konuşarak duygularını ifade etmesi konusunda rahat olabilmelidir.
Gelin kaynanasına duygularını kırıcı olmadan, ben diliyle ifade edebilirse ve eğer kaynanası da kendisini ifade edip, gelininin duygularını dinleyebilirse, genellikle ilişki devam edebilecek düzeyde kalmaktadır. Erkeğin annesi ile eşinin ilişkisinin çok iyi olmasını istemesi ve bunu beklemesi sorunu çözülmez hale getirebilir. İlişkinin yürüyebilmesi hedefi yeterli gelmelidir.
Bu tartışma konusuna benzer olan bir diğer durum da gelinin kendi annesine aşırı düşkün olduğu durumdur. Benzer sorunlar bu durumda da ortaya çıkar ve benzer çözüm önerileri damat kaynana ilişkileri için de geçerlidir.
Bilge Çapoğlu
Uzman Klinik Psikolog/ Aile ve Çift Danışmanı/ Bireysel Danışman-Eğitmen