Evlilikte Anlaşılmamak
İnsanlar genellikle kendilerini anlamanın çok kolay olduğunu düşünürler. Özellikle eşlerinin onların ihtiyaçlarını ve beklentilerini doğru bir şekilde tahmin etmesini beklerler. Eşleri onların bazı beklenti ve ihtiyaçlarını doğru şekilde anlayamadığı zaman ise hayal kırıklığına uğrarlar. Kendileri açıkca ifade ettikten sonra eşlerinin beklediklerini gerçekleştirmesinin bir anlamı kalmadığını düşünürler.
Eşlerin birbirlerini doğru anlayamamalarının birkaç sebebi vardır. Bunlardan biri karşımızdakinin neye ihtiyacı olduğunu tahmin ederken genellikle kendi ihtiyaçlarımızı referans alarak tahminde bulunmamızdır. Bu durum ""insan karşısındakini kendisi gibi bilir"" deyimini doğrulamaktadır. Genellikle biz neyi seversek veya neyden hoşlanmazsak karşımızdakinin de benzer şeylerden hoşlanıp, benzer şeylerden hoşlanmayacağını varsayarız. Eşlerin birbirlerini anlayamamasının diğer bir sebebi ise herkesin ihtiyaçları ve beklentilerinin çok çeşitli ve duruma göre değişken olabilmesidir. Bazen kişi ""Şu anda neye ihtiyacım var?"" sorusuna kendisi bile cevap vermekte zorlanabilmektedir. Dolayısıyla en doğru yol, neye ihtiyacımız olduğunu eşimize kendimizin söylemesidir. Bunu yapmanın birkaç püf noktasından bahsedilebilir:
- Neye ihtiyacımız olduğunu söylerken net ve somut olmalıyız.
Örneğin: ""Biraz daha romantik ol."" denildiğinde bir kişinin romantizmden anladığı ile diğer kişinin anladığı şey aynı olmayacağından ""Ben zaten romantiğim"" cevabını alması da mümkündür. Bunun yerine ""Bana ara sıra çiçek alırsan mutlu olurum"" veya ""Akşam yemek yerken sofraya mumlar getirip yakarak bana sürpriz yapman çok hoşuma gider"" gibi cümleler kurulursa mesaj çok daha net verilmiş olur. - İhtiyacın söylenmesi sırasında kullanılan üslup, sonuç alınıp alınmamasında en önemli etkendir. Eğer suçlayıcı bir üslupta konuşulursa karşı tarafın savunma mekanizmaları harekete geçirilmiş olur ve karşı taraf istenilen şeyi yapmaz istemez. Karşı taraf tehdit hissetmiştir ve karşı saldırıya veya en azından savunmaya geçecektir. Birçok durumda da duvar örme dediğimiz bir tepki verilir. Duvar örme karşı tarafı duymamazlıktan gelme veya ""olur"" deyip bildiğini uygulama şeklinde olabilir. Bu nedenlerle, üslup suçlayıcı olmak yerine net bir şekilde ne istenildiğini ifade etmek şeklinde olmalıdır. Karşı tarafa neyin yapılmamasının istendiğinin değil, neyin yapılmasını istendiğinin ifade edilmesi gereklidir.
Örneğin: ""Bir kere de şu ayakkabılarını kapının önünde bırakma"" yerine ""Eve geldiğinde ayakkabılarını içeri alırsan sevinirim."" denilebilir. Bir kişiye neyi yapmaması gerektiği söylendiğinde ona neyi yapmasının istenildiği söylenmiş olmaz. Dolayısıyla net olunması ve karşı tarafa neyin yapılmasını istenildiğinin açıkca söylenilmesi sonuç alma olasılığını artırmaktadır.
Bilge Çapoğlu
Uzman Klinik Psikolog/ Aile ve Çift Danışmanı/ Bireysel Danışman-Eğitmen




