A PHP Error was encountered

Severity: Notice

Message: Only variable references should be returned by reference

Filename: core/Common.php

Line Number: 257

Evlilik İlişkisi ve Çocuk - Pakua Psikolojisi
Menu
Sizi Anlıyoruz...

Evlilik İlişkisi ve Çocuk

evlilik ilişkisi ve çocukÖrselenmeler nesilden nesile aktarılır.

Bilinçli bir evlilikte; eşler birbirlerinin ihtiyaçlarını gidererek büyür ve gereksinimleri eşleri tarafından karşılandığı zaman iyileşirler. Bu karşılıklı bir etkileşim sürecidir. Evlilikte eşin ihtiyaçlarını gidererek büyümek yerinde bir davranış olarak kabul edilir, ancak ebeveynin çocuğu aracılığıyla ihtiyaçlarını gidermesi ve bu sayede iyileşmeye kalkması sorun ve semptom oluşturur. Ebeveynler ve çocuklar arasındaki bu süreç karşılıklı olma esasına dayanmaz. Bir ebeveyn çocukluk dönemine ait yaralarını çocuğuyla kurduğu ilişki bağlamında değil, bir yetişkinle oluşturduğu ilişki çerçevesinde sarmalıdır. İhtiyaçlarını karşılatmak maksadıyla çocuklarına yönelen erişkinler örselendikleri şekilde çocuklarını da örselerler. Çocukken önemli ve değerli hissedememiş bir ebeveyn bu ihtiyacının karşılanmasını bilinçdışı bir düzeyde çocuğundan beklerse; onun bireyselleşmesine ket vurabilir, onun öfkesini bastırabilir, ebeveyninden bağımsızlaşma çabasını engelleyebilir ve böylelikle çocuğumun gelişimine zarar verebilir.

Büyüme çocukken duygusal acılardan korunmak maksadıyla oluşturulan dirençlerin ötesine geçip kişisel gelişim sürecinizi başlatmanızdır.

Eğer bir ebeveyn çocuğunu büyütürken belli bir evrede zorlanıyorsa; muhtemelen kendi ebeveynleri de onu büyütürken aynı evrede zorlanmışlardır. Yaşanılan güçlükler bir lütuftur. Kişinin kendisiyle ilgili neyin çalışılması gerektiğini bildirir.

Çocuklarınıza daha iyi bakmak istiyorsanız; kendinize ve eş ilişkinize daha fazla ihtimam göstermek durumundasınız. Eşler birbirlerinin çocukluk yaralarını sarabilir ve birbirlerini iyileştirebilir ve karşılanmamış ihtiyaçlarını karşılayabilirler. Ebeveyn çocuğuyla iletişim kurduğunda ona iletmek ve işittirmek istediği temel mesaj şu olmalıdır. ""Sen doğrusun, olduğun kişi olmakta özgürsün, tümüyle canlı olma ve bu canlılığı ifade etme özgürlüğüne sahipsin ve başkalarıyla ve kendinden büyük kişilerle ilişki kurma konusunda serbestsin."" Bu temel mesaj çocuğa ayrı bir birey olarak saygı duyulduğunu, değer verildiğini ve temel ihtiyaçlarının karşılanacağını bildirir.

Bilinçsiz dil: Sen fasülye sevmezsin. Sen fasülyeyi ağzına bile sürmezsin.

Bilinçli dil: Fasülyeyi yemene şaşırdım. Onu sevdiğini fark etmemiştim.

Bilinçsiz dil: Ne istediğin umurumda bile değil. Gitmiyorsun işte o kadar.

Bilinçli dil: Gerçekten gitmek istediğinin farkındayım ama bu defalık hayır diyorum.

Bilinçsiz dil: Bu halde dışarı çıkamazsın. Boya fırçasına batmış gibisin.

Bilinçli dil: Bekle bir dakika konuşmamız gerekiyor. Giydiklerinden hoşnut değilim.

Bilinçsiz dil: Sen her zaman böyle yapıyorsun. Kendinin dışında kimseyi umursamıyorsun.

Bilinçli dil: Hemen şimdi burada olanlar hakkında konuşalım. Sanırım sen benim ne söylediğimi duymadın.

Bilinçsiz dil: Bu senin kendi iyiliğin için. Ben sadece senin için en iyi olanı istiyorum.

Bilinçli dil: Farklı şeyler hissettiğimizi biliyorum fakat ne düşündüğümü anlamanı istiyorum. Ayrıca aklından geçenleri de bilmek istiyorum.

Evliliğin niteliği; çocuğun iç dünyasını doğrudan etkiler. Çocuk anne-babasında tecrübe ettiği duyguları, davranışları ve değerleri ve önyargıları taklit eder veya içselleştirir. Bu deneyimleri kendi yaşantısında ortaya koyar. Kimi zaman ebeveynine benzemeyi, kimi zaman da onunla ters düşmeyi içselleştirir. Her iki durumda da çocuk için model oluşturan kişi ebeveyndir.

İnsan hayatındaki en önemli ilk ilişki, ebeveyn çocuk ilişkisidir. Hayat boyunca kurulacak diğer ilişkiler için referans noktasını ebeveynlerle kurulan ilişki oluşturur. Ebeveyn çocuk ilişkisinde çok fazla kırgınlık, incinme, hasar oluşursa bunları tamir etmek çok zordur. Çocuklarla kurulan ilişkide takdir, sevgi, ilgi, önemsenme duygusu ne kadar çok olursa çocuklar mutlu, sevebilen ve üretebilen yetişkinler olarak büyüyeceklerdir.

Çocuklarınızı destekleyin, onlara inanın, onları takdir edin, yaptıklarını görün ve onlarla gurur duyun. Çocuklarınızın zihninde anne babayla geçirilen keyif ve mutluluk anıları ne kadar çok olursa hayat onlar için o kadar umut verici olur. Onlarla gülün, onlarla kahkaha atın, onlarla oynayın, onları kucaklayın ve sevginizi gösterin. Sevgi kadar sınıra ihtiyaçları olduğunu unutmayın. Otoritenizi ve sınırınızı da koyun. Ama rencide etmeyin.

Ebeveynler mutlu, huzurlu ve sakin olursa; çocuklar da mutlu, huzurlu ve sakin olur. Anne baba mutsuzken, çocuğun mutlu olması mümkün değildir. Eşler arasında yaşanılan tüm mutsuzluk ve tatsızlıklar çocuğa yansır. Eşler ilişkilerine iyi bakabilirse; çocuklarına daha iyi bakabilmeye başlar.

Eşle ve çocukla yaşanılan her çatışma kişinin kendini geliştirmesi için bir fırsattır. Bu fırsatları değerlendirebilmeniz dileğiyle.....

Kaynaklar

Hendrix,H. Ailede İyileştirici Sevgi, Kaknüs yayınları,2003

Fatma Tosuntaş

Fatma Tosuntaş
Uzman Psikolojik Danışman / Eğitmen

Loading