Çocuğunuza Yemek Alışkanlığını Nasıl Kazandırabilirsiniz

Çocuk doğumdan birkaç saat sonra acıkır ve ağlamaya başlar. Güzel yiyen ve sindiren çocuk sağlıklı ve dengeli bir çocuktur. Fakat zaman içinde bu durum bozulabilir ve beslenme sorun halini alabilir. Genellikle çocuğun üzerine fazla düşünülen, yemek olayına aşırı duyarlılık gösterilen ve kilosu ile ilgili çok ilgilenilen durumlarda yemek yememe sorunu oluşmaktadır.

Çocuğun sağlığı konusunda gereksiz yere endişelenen anneler, yeterli gıdayı alamaz korkusuyla çocuklarını okul çağına kadar püreyle hatta biberonla beslerler. Kendi kendine yemesini engellerler. Yemek konusunda aşırı katı ve disiplinli davranılan evlerde, endişeli ve huzursuz annelerin çocuklarında yemek sorununa çok sık rastlanmaktadır. Bu aileler yemek istemeyen çocuklarını hırpalar, azarlar, aç bırakırlar. Böylece çocuğa düzenli yemek alışkanlığını kazandıracaklarını zannederler. Oysa bu alışkanlığın yerleşmesini engellemiş olurlar. Bazı aileler de çocuğun hiçbir sorununu önemsemezler, bütün ilgi ve dikkatlerini çocuğun beslenmesi üzerinde yoğunlaştırırlar.

Annesinin hassasiyetini fark eden çocuk saatinde yemek yemez , yemek olayını saatlerce sürdürür, bazı yiyecekleri reddeder, her yemekte oyun veya ödül bekler. Böyle davranmasının nedeni; ilgisiz bir babanın dikkatini çekme, aşırı otoriter bir anneye karşı gelme, ailenin ilgisini kıskanılan kardeşten kendine doğru çekme olabilir.

YEMEK ALIŞKANLIĞI İÇİN NE YAPMALI?

• Yemekleri okul öncesi yaştaki çocuğunuza uygun porsiyonlar halinde sunun. Okul öncesi çocuklara uygun porsiyon miktarı, yetişkinin dörtte biri kadardır. Tabağına fazla yemek koyduğunuzda bitiremeyeceği için yemeğe hiç başlamayabilir.
• Pazarlıktan (örneğin ""sebzeni yersen çikolata vereceğim"" gibi) veya ısrardan (""sadece bir kaşık daha"" gibi) kaçının. Çocuğunuz yemeğinin bittiğini söylediğinde masadan kalkmasına izin verin, ancak yemeğinin bıraktığı kısmını telafi etmek amacıyla sevdiği diğer şeylerden vermeyin.
• Yeni yiyecekten çok küçük bir porsiyonu çocuğunuzun sevdiğini bildiğiniz bir yemeğin arkasından verin.
• Market alışverişine beraber gidin ve yemekleri birlikte hazırlayın
• Birkaç yemek önerisinde bulunun ve bunlardan birini seçmesini isteyin. Örneğin, akşam sebze yemek isteyip istemediğini sormayın. Bunun yerine örneğin bezelye mi, yoksa yeşil fasulye mi istediğini sorun.
• Her şeyden önemlisi, mönüyü belirleme yetkisinin size ait olduğunu unutmayın. Sırf çocuğunuz sunduğunuz seçeneklere burun kıvırdı diye mönüyü değiştirmeyin. Hızla verilen siparişleri hazırlayan bir aşçı gibi davranmayın.
• Çocuğunuzun egzersiz yapmasına özen gösterin, günlük enerjisini harcamadığı için çocuğunuz acıkmayabilir.
• Şarkı söyleyerek, dans ederek, televizyon seyrettirerek, peşinde dolaşarak ya da benzeri hareketlerle ilgisini başka yönlere kaydırma yoluyla çocuğa yemek yedirmeğe çalışmak doğru değildir.
• Yeterli yemediği için başka çocuklardan cılız ve çelimsiz olduğunu, başka çocukların iyi yediğini söylemek, kıskançlık duyurarak yedirmeye çalışmak gibi davranışlar yanlıştır.
• Aile sofrasını zevkli bir yer haline getirmek, sofrayı bütün olumsuzlukların konuşulduğu bir yer haline getirmekten kaçının.

Şenay ÇELİKBAŞ
Psikolog / Aile ve Çocuk Terapisti